Esranur Maral
6 min readOct 6, 2020

--

Children and Armed Conflict /UNICEF

Özet: Savaşların en ağır bedelini kuşkusuz çocuklar ödemektedir. Güne silah sesleriyle başlayan çocuklar, savaşın yıkıcı etkilerini yaşamları boyunca üzerlerinde taşımaktadırlar. Küçük yaşta kimsesiz kalan, temel gereksinimlerini karşılayamayıp yaşamlarını yitiren birçok çocuk bulunmaktadır. Bunların yanı sıra fail/mağdur çizgisini bulanıklaştıran 18 yaş altı çocukların devlete ait düzenli ordularda istihdam edilmesi, canlı kalkan olarak kullanılması sorunu da yaygın olarak Afganistan, Kolombiya, Pakistan, Nijerya, Irak, Somali ve Suriye gibi daha birçok ülkede görülmektedir.

Kanadalı Emekli General Romeo Dallaire’nin ‘‘Asker Gibi Savaşıyor, Çocuk Gibi Ölüyorlar (Fight Like Soldiers Die Like Childeren)’’ isimli kitabındaki şu kesit çocuk askerlerin durumunu ortaya koymaktadır: ‘‘Siz bu kitabı okurken Latin Amerika, Asya, Afrika ve Ortadoğu’da şiddetin hayatın olmazsa olmaz bir parçası olduğunu düşünen çok sayıda çocuk var. Yaşları sekiz, dokuz, on ila on yedi olarak değişen bu çocuklar ömürlerinin en değerli zaman dilimlerinden birini savaşta tüketiyorlar.’’

Çocuk askerlerin ilk ve yaygın örneği Vietnam Savaşı’nda, intihar bombacısı çocuklar İsrail-Filistin çatışmalarında görülmüştür. Günümüzde ise çocukların bomba olarak en çok kullanıldıkları bölge Orta Doğu, en fazla çocuk askere sahip devlet ise Myanmar’dır. Söz konusu faaliyetler kimi zaman tüm dünyanın gözü önünde kimi zamansa çocukların ajan, gözcü vb. faaliyetlerde kullanılması şeklinde gerçekleşmektedir.

Çocukların devlet dışı oluşumlar (terör örgütleri veya siyasi gruplar) tarafından uyuşturucu madde veya alkol verilerek saldırganlaştırıldığı, çeşitli özendirme ve ikna çabalarıyla bu gruplar tarafından kendi çıkarları doğrultusunda kaçırılarak kullanıldığı bir gerçektir. Çocuk askerlerin kullanılma nedenleri arasında: normal askerlerden daha ucuza çalışmaları, yasa dışı faaliyetlere kolayca yönlendirilebilmeleri, kıvraklıkları ve masumiyetleri dolayısıyla aramalardan kolayca geçebilmeleri, yakalanmaları hâlinde yaptırımının az olması veya hiç olmaması, hiyerarşik düzene tehdit oluşturmamaları, düşmanı ahlaki açıdan ikileme düşürme ihtimallerinin olması, uzayan çatışmalar sonucunda yaşanan yetişkin asker azlığında yedek güç olarak görülmeleri sayılabilir. Bu insanlık dışı oluşuma finansman sağlayan, vekalet savaşlarını yürüten devletler de vardır. Vekalet Savaşları kısaca: uluslararası ilişkilerde bir devletin ya da devletlerin kendi askerleriyle/güçleriyle belirli bir çatışmayı yürütmek istemedikleri zaman o çatışmalara farklı aktörler üzerinden müdahil olmalarıdır. Türkiye hiçbir zaman vekalet savaşlarına katılmamış, taraf olmamıştır.

II. Dünya Savaşı yıllarında Alman ordusu başta olmak üzere birçok orduda topyekün olarak kadın, çocuk demeden istihdam yapıldığı tarihi kayıtlara geçmiştir. Uluslararası alanda adımlar atılmış olsa bile hâlâ çocuk asker sorunu terör eylemleri ve iç savaşlar çerçevesinde devam etmektedir. Uluslararası literatürde ‘‘masum saldırganlar’’ olarak adlandırılan çocuk savaşçılar için geçmişten günümüze neler yapıldığına bakacak olursak ilk defa 1924 yılında Çocuk Hakları Bildirgesi ile çocuk kavramı gündeme gelmiştir. Buradaki ‘‘çocuk’’ kavramı bazı ülkelere göre 21 yaş altı, bazılarına göre 19 yaş ve altındakileri kapsamaktadır. Ancak bu sözleşmeye göre 18 yaşını doldurmamış herkes çocuk sayılmaktadır. Türk Ceza Kanunu madde 6/1 de çocuğu ‘‘henüz onsekiz yaşını doldurmamış kişi’’ olarak tanımlamaktadır. I. ve II. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında ‘‘savaş yetimleri’’ kavramının ortaya çıkması bu durumun ciddiyetini bir kez daha göstermektedir.

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme’nin İhtiyari Protokolü’nde 18 yaş altındaki çocukların silahlı gruplarca kullanılması kesinlikle yasaklanmış ayrıca devletlere birtakım yükümlülükler yüklenmiştir. 170 ülke tarafından onaylanan Protokol’ün kabul edildiği 12 Şubat Çocuk Asker Kullanımına Karşı Mücadele Günü olarak ilan edilmiştir. Ayrıca bu Protokol’de 18 yaş ve altı çocukların ‘‘zorunlu olarak’’ orduda görevlendirilemeyecekleri belirtilmiştir ancak 2. maddede bu kapsamdaki çocukların velilerinin izni alınarak, gönüllülük esasıyla, ayrıntılı olarak yapacakları eylemler hakkında aydınlatılmak ve korunmalarına ilişkin önlemler alınmak suretiyle istihdam edilmelerine izin verilmiştir.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Statüsü -Roma Statüsü olarak da bilinir.- madde 8/16’da silahlı kuvvetlerde çocukların bulunmalarını yasaklamıştır ve düşmanca, aktif eylemler dâhil 15 yaşından küçükler istihdam edilemeyecek, aksi durum savaş suçu olarak kabul edilecektir. Bu bağlamda çocuk askerlikle mücadelede en etkili mekanizmanın UCM olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Ülkemizdeki geçici koruma kapsamındaki Suriyeli çocukların devlet tarafından koruma altına alındığı, Türk vatandaşlarıyla eşit muamele gördükleri bilinen bir gerçektir. Ülkemiz Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin imzacısı olmakla birlikte Çocuk Koruma Yasası’na da sahiptir.

Naija Legal Talk
Naija Legal Talk

Temel mevzuatların dışında Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve onun Ek Protokolleri, Medeni Kanunun kişiliğe ilişkin hükümleri, Türk Ceza Kanunundaki göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçu düzenlemeleri gibi çocukları koruyan düzenlemeler bulunmaktadır. ILO (Uluslararası İş Örgütü) de çocuk işçileri -örneğin sokakta dilendirilen çocukları- bu hükümler altında korumaktadır.

Çocukların haklarını ve çocukların savaş alanlarında kullanımının yasaklanmasına ait diğer uluslararası düzenlemeleri de: İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi, Afrika İnsan ve Halkların Hakları Şartı, İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme, Afrika Çocuk Hakları ve Refahı Sözleşmesi, Silahlı Çatışmalarda Bulunan Kötü Durumdaki Afrikalı Çocuklar Hakkında Afrika Birliği Örgütü Kararı, Capetown Prensipleri, Avrupa Parlamentosu’nun Çocuk Askerler Hakkındaki Kararı, Çocukların Asker Olarak Kullanılması Hakkında Berlin Bildirgesi, Çocukların Asker Olarak Kullanılmaları Hakkında Montevideo Bildirgesi, Çocukların Askerlikte Kullanılmasına İlşkin Maputo Bildirgesi, Amerika Devletleri Örgütü’nün Çocuklar ve Silahlı Çatışma Kararı, Çocuk Askerler Hakkında Amman Bildirgesi, 2007 tarihli UNICEF’in Paris İlkeleri (tam adıyla Silahlı Kuvvetler ya da Silahlı Gruplarla Bağlantılı Çocuklara Dair Paris Taahhütleri, İlke ve Rehberi) sayılabilir. Bu ilkelerle çocuk askerlerin silahlı kuvvetlerden (devletin ordusuyla bağlantılı olanlar), silahlı gruplardan (terör örgütleri) korunması amaçlanmıştır. Bunlardan ilki 18 yaşından küçük olanların çocuk olarak kabul edileceğidir. İkinci olarak kız veya erkek çocuklarla sınırlı olmadan -cinsel yönelime bakılmaksızın- tüm çocukların korunacağıdır. Söz konusu çocuğun aktif bir eylemde bulunmasına gerek olmayıp pasif (bomba yapımı, aşçılık, çamaşır yıkama, mayın döşeme vb.) görevler de yasak kapsamında yer almaktadır.

Peki çocuk askerleri koruyan bir mevzuat var mı? Türkiye’de yok ancak Amerika Birleşik Devletleri’nde 2008 tarihli Çocuk Askerliği Önleme Kanunu düzenlemesi bulunmaktadır. 18 yaş altı olup da polis teşkilatında, orduda veya güvenlik teşkilatında çocukların ‘‘zorla’’ çalıştırılması yasaktır. Eğer çocuk 15 yaşın altındaysa ister gönüllü olsun ister olmasın çalıştırılamaz. Ayrıca yasa dışı silahlı gruplar da 18 yaşından küçük olan çocukları çalıştıramaz. Bu hükümlerin ihlali hâlinde 20 yıla kadar hapis cezası öngörülmüş, çocuğun hayatını kaybetmesi hâli ise müebbet hapis cezasını öngörecek şekilde düzenlenmiştir. Ayrıca çocuklara psikolojik destek verilmesi, hayatlarının normale dönmesi için adımlar atılması, meslek sahibi olmaları ve devletlerle iş birliği yapılması konusunda yükümlülükler getirilmektedir.

Çocuk asker olmanın birçok hukuk dalında sonuçları olmakla beraber -Örneğin Ceza Hukuku açısından yapılan eylemlerin suç teşkil edip etmediği, ceza miktarları gibi- öncelikle üzerinde durulması gereken Yabancılar Hukukudur. Söz konusu çocukların sığınma başvuruları kabul edilmemektedir. Suriye’de ve Afganistan’da yaşayan çocuklar El Kaide/Taliban gibi terör örgütleri tarafından organ ticaretinde, fuhuşta, yasa dışı işlemlerde kullanılmaktadır. Fiziksel, psikolojik tramvalara maruz kalan bu çocukların dolaylı fail olarak kullanılmaları onlara yine bir eksi olarak dönmekte, geçmişleri iltica taleplerinde karşılarına engel olarak çıkmaktadır.

Hem Türk mevzuatı hem de Uluslararası Anlaşmalarda, 1951 Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Cenevre Sözleşmesi’nde eğer bir kişi savaş suçu, insanlığa karşı suç ya da Birleşmiş Milletlerin amaç ve ilkelerine karşı bir suç işlemişse sığınma hakkını kullanması mümkün olmamaktadır. Çocuk askerler, esasında haklarında mahkumiyet kararı olup olmamasına bakılmaksızın yapılan eylem suç oluşturmasa da -kabahat olarak nitelendirilse dâhi - hak yoksunlukları ile karşı karşıya kalmaktadır.

Fransa, Hollanda ve Kanada 1951 Cenevre Sözleşmesi madde 1/f’ nin kapsamına giren insanlığa karşı suç, barışa karşı suç gibi suçları işlemişleri sığınma sistemi dışında tutmaktadır. Bu durum bizim açımızdan da önem taşımaktadır çünkü Suriye’de çatışmalara katılmış çocukların faaliyetleri bu suçlar kapsamında ise onların da Türkiye’de geçici koruma altına alınmaları mümkün olmayacaktır.

Türkiye’de çocuk asker kullanımı bulunmamakla beraber Askerlik Kanunu’na göre zorunlu askerlik uygulaması mevcuttur ve yoklama yaşı 19 / askere alınma yaşı ise 20’dir. 442 sayılı Köy Kanunu’na dayanılarak çıkartılan Köy Korucuları Yönetmeliği’ne göre de köy korucularıında aranacak şartlar arasından 22 yaşından küçük olmamak yer almaktadır.

Çocukların özgürce çocukluklarını yaşayabildiği bir dünya umuduyla.

  1. Kekevi, Y, Kılıçoğlu, Y. (2016) Uluslararası Hukuk Açısından Çocuk Askerler ve PKK’nın Çocuk Askerleri/Militanları. Ankara Barosu Dergisi, (3)
  2. Polat, Oğuz. Güldoğan, Evin. Çocuk Askerler: Psikolojik, Sosyal ve Fiziksel Sorunlar, Uluslararası Güvenlik ve Terörizm Dergisi, Cilt:1
  3. https://www.avrupa.info.tr/tr/pr/savas-cocuklarin-isi-degil-10128
  4. Prof. Dr. Nuray EKŞİ’nin Çocuk Askerler ve Yabancı Terörist Savaşçılar başlıklı sunumu (Özyeğin Üniversitesi)

--

--